Çene Eklemi Öncelikli Ortodonti
Ortodontik kapanış problemleri Sınıf 1 , Sınıf 2 , Sınıf 3 olarak adlandırılır. Klasik ortodonti tedavi planlamasında her zaman hedef Sınıf 1 dişsel kapanış ilişkisi elde etmektir ve bunu sadece ağız içinde görmek yeterlidir.
Ancak tedaviler Sınıf 1 kapanış ilişkisinde bitse bile , alt çene eklemi stabil değil, eklemin bulunduğu yer ve diş kapanışı uyumlu değil ise:
- Ortodonti tedavisinde geri dönüşler,
- Çiğneme kaslarında, alt çene ekleminde ve baş boyun bölgesinde ağrı,
- Dişlerde kırık ya da çatlak oluşumu,
- Aşırı miktarda diş aşınmaları ve diş eti çekilmeleri gözlenebilir.
Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için alt çene ekleminin stabil olması, çene açılıp kapanırken dişlerle uyum içinde hareket etmesi gereklidir. Bu uyumun teşhisi için tedavi başında, çenelerin sentrik ilişkide artikülatör denen çene hareketlerini taklit eden cihaza aktarılması gerekir.
Bazı durumlarda da tedavi başında eklem problemi varsa ortodonti tedavisine başlamadan önce doğru teşhis için splint kullanımı gerekebilir (çene eklemi tedavisi). Eklem öncelikli tedavide en önemli aşama, tedavi başlamadan elde edilen kayıtlardır. Bu kayıtları yüz fotoğrafları ve ağız içi fotoğraflar, ağız ölçülerinden elde edilen alçı modeller ve 2 boyutlu panaromik ve sefalometrik röntgen filmlerinin dışında , gerekli görülen durumlarda 3 boyutlu Bilgisayarlı Tomografi ve/veya MR görüntüleri ve artikülatör dediğimiz hastanın çene hareketlerini taklit eden aygıtlara transfer etmek oluşturur. Alt çene ekleminin doğru pozisyona yönlendirilerek transfer edilmesi, alışılmış diş kapanışı ile arasındaki farkın teşhis edilmesini sağlar. Üst çene hastanın kulaklarına yerleştirilen ve burundan destek alan çubukların(facebow), ağız içi parçasıyla(bite fork) sabitlenmesi ile aktarılır. Alt çene ise hastadan eklem doğru poziyona yönlendirilerek elde edilen sentrik ilişki mumların artikülatöre aktarılaması ile transfer edilir. Artikülatör transferi yapılması, hastanın alt çene eklemi doğru pozisyona oturduğunda, ilk diş temasının nerede olduğunu, iskeletsel pozisyonunun nerede olduğunu gösterir.
Bu transfer ve eklem öncelikli tedavi prensibi:
- Tedavi limitlerimizi belirler.
- Doğru tedavi planı yapılmasını sağlar.
- İskeletsel ve dişsel limitlerin belirlenmiş olması, hastanın beklentilerinin ve hekimin bu beklentileri göz önünde bulundurarak yapabileceklerinin belirlenmesini sağlar.
- Tedaviye bağlı komplikasyonları en aza indirir.
- Tedavi kalıcılığına katlı sağlar.